Çarşamba, Temmuz 30, 2008

Sobelendiiiiiiik.......

Evet biz de sobelendik Şirincim beni sobelemiş.Serra hanımın bu aralar
neler yaptığı hakkında.....

Son zamanlarda her gördüğüne benim miiii,bizim miiii demeye başladı.
(Herhalde marketten aldığı bir şeyi bizim değil o kızım parasını ödeyelim öyle demem etkiledi diye düşünüyorum.)

Annanesini her aradığımızda Berkay orda mııı diyor.Annanesi evinde desede hayıııııır orda diyor ve bu telefon görüşmeleri 5 dakikada bir yapılıyor.(Artık annanesi telefonları açmıyor da küçük cadı vazgeçiyor)

Badedin (Yasemin) her dışarı çıktığında anne yooolur biz de gidelim diye tutturuyor.(Yaseminle bahçeyi özdeşleştirdi herhalde,görev gibi o çıkınca biz de çıkıcaz)

Bu aralar yayla çorbası favorisi borba yiycem diyor maşallah kendi yiyor.
(tabiii sütten arta kalan zamanlarda)

Babası gececi olunca işe gönderirken baba ben ağladım değil diyor ama her seferinde avazı çıktığı kadar ağlıyor.

Geçenlerde ablasına benim için,abla bu senin annen değil senin annen işe ditti diyerek hepimizi gülme krizine soktu.(Dağdan geldi bağdakini kovuyor)

Ablası dışarı çıkınca bende abla oldum, ben de çıkıcam diye ağlıyor,ben temizlik yapınca da bende anne oldum,bende yapıcam diye ağlıyor.(muallakta şu anda yani...)

Kısaca günden güne büyüyor maşallah ve evimizi neşeye boğuyor.

Bende kabul ederlerse sevgili semra , mummy ,çilek hanımı ve aybike yi sobeliyorum.

Salı, Temmuz 29, 2008


Öyle bir insan ol ki akıllar dursun,

Ona buna değil ALLAH'a kulsun,

Ziynetler içinde parlayan nursun,

Sizin gibi dostların kandili mubarek olsun.




Pazartesi, Temmuz 28, 2008

Dışarı çıkalım anne.......

Serra hanım balkondan arkadaşı Badedini görmüş,dışarı çıkalım anne diye tutturdu.Çıktık tabi emir büyük yerden....Annesi bir haftasonu şöyle dinlenmesin,akşama kadar da küçük hanımın peşinde dolaşsın işim ne dimi ama....
Hanımlar arkadaşlarının akülü arabasında keyif turu atıyorlar.

Neyse sonunda kendi bisikletini gözü gördü hanımın.Badediniyle oynadılar,dışarının keyfini çıkardılar.
Bena gelince geçen hafta yaptığım temizlik bana boyun tutulması olarak geri döndü.Geçen haftadan beri boynum felaket,döndüremiyorum.Volterenin merhemini sürmeye başladım inşallah iyi gelir......
.
Bu arada dün akşamki hain saldırıdan canı yanan bütün masum insanlarımıza geçmiş olsun diyorum.Rabbim kötülerin şerrinden hepimizi korusun inşallah.Amin......
.
Haftanız çooook güzel geçsin,gülücükler yüzünüzden eksik olmasın.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Cuma, Temmuz 25, 2008

Ateş ve Su



Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında

Sevdalanmış onun deli dalgalarına.

Hırçın hırçın kayalara vuruşuna,yüreğindeki duruluğa

Demiş ki suya: Gel sevdalım ol,Hayatıma anlam veren mucizem ol...

Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa al demiş;

Yüreğim sana armağan...

Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca, kopmamacasına...

Zamanla su, buhar olmaya, ateş, kül olmaya başlamış.

Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...

Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de

Yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su...

Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...

Aramış suyu diyarlar boyu, günler boyu, geceler boyu

Bir gün gelmiş, suya varmış yolu

Bakmış o duru gözlerine suyun, biraz kırgın, biraz hırçın.

Ve o an anlamış; aşkın bazen gitmek olduğunu.

Ama gitmenin yitirmek olmadığını....

Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla.

İşte o zamandan beridir ki: Ateş sudan,su ateşden kaçar olmuş..

Ateşin yüreğini sadece su, Suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş...


Perşembe, Temmuz 24, 2008


Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal traşı olmak için berbere gitti...

Onunla ilgilenen berberle güzelbir sohbete başladılar. değişik konular üzerinde konuştular. ..

Birden Allah ile ilgili konu açıldı.....

Berber: " Bak adam, ben senin söylediğin gibi Allah'ın varlığına inanmıyorum....

"Adam: " Peki neden böyle diyorsun?" ...

Berber: " Bunu açıklamak çok kolay. Bunu görmek için dışarıya çıkmalısın.....

Lütfen bana söyler misin, eğer Allah var olsaydı, bu kadar çok sorunlu, sıkıntılı, hasta insan olurmuydu, terkedilmiş çocuklar olur muydu? .....

Allah olsaydı, kimse acı çektirmez,birbirini üzmezdi......

Allah olsaydı, bunların olmasına izin vereceğini sanmıyorum.....

"Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir tartışmaya girmek istemediği için cevap vermedi. ....

Berber işini bitirdikten sonra adam dışarıya çıktı....

Tam o anda caddede uzun saçlı ve sakallı bir adam gördü...

Adam bu kadar dağınık göründüğüne göre belli ki traş olmayalı uzun süre geçmişti.....

Adam berberin dükkanına geri döndü....

Adam: " Biliyor musun ne var, bence berber diye birşey yok"....

Berber: " Bu nasıl olabilir ki? Ben buradayım ve bir berberim....

Adam: "Hayır, yok. çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzun saçlı ve sakallı adamlar olmazdı....

"Berber: " Hımmm... Berber diye birşey var ama o insanlar bana gelmiyorsa, ben ne yapabilirim ki?" ...

Adam: " Kesinlikle doğru! Püf noktası bu!.....

Allah var,ve insanlar ona gitmiyorsa, bu gitmeyenlerin tercihi. işte dünyada bu kadar çok acı ve keder olmasının nedeni!" ....

Çarşamba, Temmuz 23, 2008

Karşınızda son şaheserim


Eveeeeeeeet karşınızda yeni bitirdiğim yeleğim.Bu yeleğin modelini de sevgili göznuru nun sitesinden aldım ve güzel açıklamalarıyla çok kolay ördüm.Gamze Nur hanım güle güle giysin.Çocuk bu gidişle yelekten başka bir şey giymeyecek galiba........

Şimdi gelelim Sena ve Serra hanıma; Sena hanım dün annanesinde düşmüş biraz kolu ve bacağı sıyrılmış.(ama sırf kendi hatasından) beni görünce bin naz bin niyaz yaptı,topallıyor kolunu elletmiyor.Ben de telaşlandım haliyle eve gidelim de babası da bir baksın dedim,eve gittik hanım bahçede arkadaşlarını görünce birden çevik bir tazı!..gibi ordan oraya koşturmaya başladı.Akşam zor aldık içeri,aklı sıra bana naz yapmış koca prensesim ve eve girince aynı nazı sürdürmeye çalıştı ama yemedik tabi......

Serra hanım da akşam gittiğimde hala annanesinde uyuyordu,güç topluyormuş küçük cadım akşam pek formdaydı.Hatta 12.00 gibi yattığımızda anne sen benim datağıma dit,ben babamla datıcam bile dedi.Dağdan gelmiş bağdakini kovuyor hesabı.....Cebelleşe cebelleşe ne zaman uyuduk bilmem valla.....
Şimdi ise uykusuz uykusuz bir an önce akşam olmasını bekliyoruuuuuuuuum..........
Hepiniz sevgiyle kalın.

Salı, Temmuz 22, 2008

Öğrendim ki...........

Öğrendim ki... Güveni geliştirmek yıllar alıyor, yıkmak bir dakika. .

Öğrendim ki... Hayatında nelere sahip olduğun değil kiminle olduğun önemli. .

Öğrendim ki... Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün, ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek..

Öğrendim ki... Kendini en iyilerle kıyaslamak değil, kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir..

Öğrendim ki... İnsanların başına ne geldiği değil, o durumda ne yaptıkları önemli..

Öğrendim ki... Ne kadar küçük dilimlersen dilimle her işin iki yüzü var..

Öğrendim ki... Olmak istediğim insan olabilmem çok vakit alıyor..

Öğrendim ki... Karşılık vermek, düşünmekten çok daha basit..

Öğrendim ki... Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek, hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun..

Öğrendim ki... "Bittim" dediğin andan itibaren pilinin bitmesine daha çok var..

Öğrendim ki... Sen tepkilerini kontrol edemezsen, tepkilerin hayatını kontrol eder..

Öğrendim ki... Kahraman dediğimiz insanlar bir şey yapılması gerektiğinde, yapılması gerekeni şartlar ne olursa olsun yapanlar..

Öğrendim ki... Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor..

Öğrendim ki... Bazı insanlar sizi çok seviyor ama, bunu nasıl göstereceğini bilemiyor..

Öğrendim ki... Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz, bazıları hiç karşılık vermiyor..

Öğrendim ki... Para ucuz bir başarı..

Öğrendim ki... Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları kaldırmak için elini uzatır..

Öğrendim ki... İki insan aynı şeye bakıp tamamen farklı şeyler görebilir....

Öğrendim ki... Aşık olmanın ve aşkı yasamanın çok çeşidi vardır..

Öğrendim ki... Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar daha uzun yol yürüyor..

Öğrendim ki... Hiç tanımadığın insanlar, iki saat içinde, senin hayatını değiştirebilir..

Öğrendim ki... Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez..

Öğrendim ki... Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor..

Öğrendim ki... Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!...

Öğrendim ki... Tecrübenin kaç yaş günü partisi yasadığınızla ilgisi yok, Ne tür deneyimler yaşadığınızla var....

Öğrendim ki... Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değil....

Öğrendim ki... Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.....

Öğrendim ki... Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor......

Öğrendim ki... Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.....

Öğrendim ki... Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz....

Öğrendim ki... İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.....

Öğrendim ki... Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.....

Öğrendim ki... Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor......

Öğrendim ki... Bir insanı kazanmak çok zor, ama kaybetmek çok kolay.
(Alıntıdır.....)

Daha kimbilir öğrenecek ne çok şeyimiz var.....Hayat bize öğretiyor yavaş yavaş önemli olan öğrendiklerimizden ders alabilmek,öyle değil mi?.....
Şimdi aklıma geldi; bu bir sobe konusu olabilir hayattan neler öğrendik?...

Eveeet bende Fatmacım ,Zeynepcim ve Figencim'i sobeliyorum,eğer kabul ederlerse.....

Pazartesi, Temmuz 21, 2008

Haftasonu gezmemiz.....

Eveeet gelelim haftasonuna.Bu hafta sonu iş arkadaşım Remziye'nin 7 ay önce aldığı ve bizim 7 aydır hayırlı olsuna gideceğimiz evine geç olsun da güç olmasın mantığıyla ancak gidebildik.

Remziye'cim evinde güle güle iyi günlerde mutlu huzurlu oturursun inşallah.

Marifetli arkadaşım bize çooook güzel masalar ve mamalar hazırlamış.Ellerine kollarına sağlık çok teşekkür ediyoruz canım arkadaşım.


Remziyenin tatlı görümcesi Tülay'da aramızdaydı.Keyifli masa sohbetimiz.......



Evet Yasemin hanımcım (benim kankam olur kendisi) pek bir gözel poz vermiş.......

Gülçincim bahtsız arkadaşım bu resim de de karanlık çıkmış.O kadar da poz vermişti aslında.(benim bir kabahatim yok Gülçiiiiin)
Kanımca arkadaki güneş ışıkları seni kıskandı Gülçincim,canım benim.


Eeeeee şey bu resim de araya karışmış.Evet evet ben deniz.......
Nilgüncüm özellikle bu resim senin için.........

Anneleri poz verir de 3 güzeller dururmu efendiiim....3 melek bir arada....


Çarşamba, Temmuz 16, 2008

Dost.......


Dost dediğin, sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli.
Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı, Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı,
Dost dediğin fanatik olmalı, bütün dünya seni üzdüğünde bile sana moral Vermeli,
Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli
Ve ağladığında seninle ağlamalı, Ama hepsinden daha çok, dost matamatiksel olmalı!
Sevinci çarpmalı,
Üzüntüyü bölmeli,
Geçmişi çıkartmalı,
Yarını toplamalı...
Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı
Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı


Sevgiye herzaman yeri olan yüreği kocaman dostlara...
(alıntıdır)

Salı, Temmuz 15, 2008

Aynur abla seni çok seviyoruz.....

Çalışma arkadaşlarımızdan Aynur abla(ayakta,beyaz tişörtlü) bu ay emekli oluyor.Bize aşağıdaki masayı hazırlamış.Elleriyle dolmalar,börekler yapmış.


Aynur abla bütün mesai ve servis arkadaşların adına mutlu sağlıklı ve yüreğin gibi güzel emeklilik günleri geçirmeni tüm kalbimizle diliyoruz.
SENİ ÇOOOOOOOK SEVİYORUZ

Paylaşacak dostlarınız yoksa iyi şeylere sahip olmanın bir zevki yoktur

Pazartesi, Temmuz 14, 2008

Ahhhh haftasonu ahhh....

Ne heveslerle beklediğim bir haftasonu daha çabucacık geçip gidiverdi.Niye işe geldiğim günler bu kadar çabuk geçmiyor acaba?....

Bu haftasonu neler yaptık.......

Kızlarla parka gittik.Malum kenelerden pikniğe filan gidemiyoruz,babamız da vardiyalı çalıştığından kızları alıp gezdirmek bana düştü.




Sena henımın park keyfi.....


Gezmelere gidilir de bir şey almadan dönülür mü.İşte mavi boncuklu yüzüğümüz efendim.....Mavi boncuk kimdeyse benim gönlüm ondadıııır.




Serra hanımın park keyfi....






Ablasının yüzüğü olur da küçücüğümün olmaz mı.Bir de parmağında tutsa....İlk önce inceledi biraz taktı,sonra çıkardı sıkıntılı raziye....

Ama ben araştırmacı gazeteci Dilek, sizler için dolma parmaklardaki o yüzüğün fotoğrafını çekmeyi başardım efendim.Kıymetimi bilin

Bir haftasonumuz da böyle kuş misali uçtuuuuu gitti.Darısı hafta içinin başına.........

Perşembe, Temmuz 10, 2008

Doğum Günün Kutlu Olsun Küçük Meleğim.....

Tam üç yıl önce; iki gün üstüste ve karnı burnunda Çamlıca tepesine çıkmış , o günün pazar olmasından faydalanarak piknik organizasyonu yapmıştım.

Üstüne üstlük bir de kahvaltı da hamur kızartması yiyerek kendimi aşmıştım,piknik hazırlıkları yaparken babana Ediz ben kendimi hiç iyi hissetmiyorum dedim.Baban da biraz dinlen belki düzelirsin derken,sen ben geliyorum hazırlanın sinyalleri vermeye başladın.Oysa ki daha iki hafta vardı gelmene.

Biz apartopar annanene haber verdik.Çünkü onlarla piknik yapacaktık.Oktay dayın geldi ve biz cümbür cemaat Erdem Hastanesinin yolunu tuttuk.

Doktorun Adalet Zati hanım beni hemen nts'ye bağladı kalbin öyle hızlı atıyordu ki tıkı tıkı tıkı diye annanen mahşerin atlıları geliyor galiba dedi.

Derken doktorun bebeğimiz geliyor annesi diye müjdeyi verdi.Ablan sezer.yan olduğu için ameliyathaneyi hazırladılar ama ben homili gırtlak hamur kızartmalarını yediğim için biraz beklenildi,tahliller yapıldı ve akşam üstü 18.00'da ameliyathaneye girdim.Ve sen 10.07.2005 saat 18.10'da dünyaya gözlerini açmışsın ve yukarı çıkarmışlar ben de yanına gelince seni kucağıma verdiler kapkara,küçücük bir bebektin.Seni hep çirkinim diyerek sevdim,ablasının yanında eşantiyon vericem bı kızı diyordum.Ama sonra minik meleğim, öyle güzel oldun ki bir melek gibi gittiğin yerlere güneş gibi doğdun.Maşallah berakallah.

Bebekliğinin ilk dokuz ayını hatırlamak bile istemiyorum.Gece hastanelerin acillerine taşındığımızı mı söyleyeyim,hiç durmamacasına ağlamalarını mı söyleyeyim,elektrik düğmelerinin sesine bile hemen uyanmalarını mı söyleyeyim bilemiyorum.Dokuz ay babanın ve benim canımızı çıkardın.

Ama bütün yaramazlıklarına,bütün muzurluklarına rağmen üç yıldır evimize neşe ve mutluluk getirdin meleğim.Çok şükür hayatla barışık bir çocuksun,çok neşelisin.DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUUUN,o şen kahkahaların hayat boyu hiç susmasın meleğim.Ömrün boyunca gül hep mutluluk sarsın etrafını inşallah...

Seni canımdan çok seviyorum bebeğim
Ebediyyen yanımda ol istiyorum meleğim
Rahat yaşaman,mutlu olman için çırpınıyor anne yüreğim
Ruhumda senin ve ablanın izlerini taşıyorum meleğim
Ablanın ve senin adını her andığımda bir başka atıyor kalbim......


Melek yüzlerinize her baktığımda,Rabbime binlerce kere şükrediyorum.İyi ki sizin anneniz olma şerefini Allah bana layık görmüş

Sizi çok ama pek çok seviyorum.

Çarşamba, Temmuz 09, 2008

İyi ki doğdun Mahmut Berkay


Halasının erkeki MAHMUT BERKAY 1 yaşında.........

Rabbim tüm yavrularımızın yüzünden gülücükleri eksik etmesin,anne ve babalarına hayırlı evlatlar olsunlar,iki cihanda yüzümüzü güldürsünler inşallah.Amin.....

Pazartesi, Temmuz 07, 2008

Haftasonundan seçmeler.....


Eveeeeet karşınızda Gamze Nur hanımın halası tarafından yapılan son yeleği.Cumartesi gecesi 2.30'da düğmelerini diktim ve sizler için dumanı üstünde fotoğraflarını çektim.Nasıl olmuş?...

Bir buçuk ay sonra Allah'ın izniyle dünyaya gelince inşallah bu ördüklerimi giydirip de çekerim.Minik meleğim de doğar doğmaz mankenlik yapmaya başlar.

Haftasonu Sena ve Serra hanımların motor keyfi....Kızlarının bisikleti olur da babalarının motoru olmaz mı efendim........


Son olarak halasının bal böceğinin fotoğrafıyla sizi baş başa bırakıyorum.Halasının tatlısı ballısı ne güzel poz vermiş.Maşallah...

Cuma, Temmuz 04, 2008

AŞK

Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış:

Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil.

Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş.

Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.

Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.

Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş.

Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.

Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş.

Zenginlik, "Hayır, alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş.

Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş.

"Kibir, lütfen bana yardım et!",

Kibir "Sana yardım edemem, Aşk.

Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş.

Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş:

"Üzüntü, seninle geleyim." Üzüntü "Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var."

Mutluluk da Aşk'ın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşk'ın çağrısını duymamış.

Aşk, birden bir ses duymuş.

"Gel Aşk! Seni yanıma alacağım..."Bu Aşk'tan daha yaşlıca birisiymiş.

Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş.

Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk'a yardım eden yoluna devam etmiş.

Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi'ye sormuş:

"Bana yardım eden kimdi?

" Bilgi "O, Zaman'dı" diye cevap vermiş.

"Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?" diye sormuş Aşk.

Bilgi gülümsemiş:


"Çünkü sadece Zaman Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir"

.....

Netten alıntıdır.Hoşuma gitti paylaşmak istedim.
Herkese mutlu haftasonları,kendinize iyi bakın.

Perşembe, Temmuz 03, 2008

Çarşamba, Temmuz 02, 2008

Merhaba


merhaba arkadaşlar,bugün içimde bir sıkıntı var çünkü Serra beni sabah o kadar bunalttı ki öpmeden çıkmışım evden.Onları öpmeden işe gelince bir garip oluyorum,sanki bütün günü kötü geçireceklermiş gibi....
Az önce telefonla konuştuk sesleri gayet neşeli geliyordu ama benim içim ancak akşam onlara sarılınca rahat edecek.

Şimdi gelelim sabahımıza;Sena ve Serra hanımları sabah kaldırdım giyinip annanemize çıkıcaz,tutturdular bisikletlerimizi de götürücez diye.Neyse el mahkum peki dedik Sena bisikleti sürerek yanımızdan geliyor ya küçük cadı hemen bende bisiklet sürücem diye ağlamaya başladı.Sanki kordon boyunda dolaşmaya çıktık,ellerim kollarım dolu(Serra hanımın kıyafetleri,biberonu,çantası v.s) servis saatim geliyor biryandan Allah'ım bana sabır ver diyerek en sakin konuşmamla(sonra kafama takarım) Serra'yla konuşmaya çalışıyorum;annecim tut elimi araba gelir.Ablan büyük sen de büyüyünce binerek gidersin falan diye ama banamısın demiyor küçük cadı yollarda çığlık çığlığa bağırıyor.

Neyse bir gayret annanemize ulaştık onları kapıdan anneme teslim etmemle servise koşmam bir oldu.Neyse ki servis şöförü yarı yolda koşturarak giden beni tanıdı da işyerime gelebilmiş oldum.

Çalışan anne olmak çok zor,iki arada bölünmek çok zor,daha da önemlisi hayat çok zor.Offffffff Offffffff.