Salı, Nisan 29, 2008

Doktor

Kurumumuzun doktoruna gittim arkadaşlar iki gün raporluyum.Beni özleyin.

Haftasonumuz

Bu haftasonu bol fotoğraf çektim arkadaşlar.Serra hanım ve Ceyda hanımla pazara gittik.Serra hanım size gözlükleriyle poz verdi.


Serra hanımın balkon pozu.Bu arada Senanın okulu arkada gözüküyor.

Serra hanım anne ve babasının resmini çekiyor.




Sena hanım kurstan geldi.Dışarı çıkamadığı için pozlarda.


Serra hanım koşuyor.Bilin bakalım nerede.



Serra hanım annanesiyle telefon muhabbeti yaparken.











Sena hanım iyice pozlara girdi.Neyseki dışarı çıkma iznini alınca birden ayaklandı.Yüzünde gülücüklerle annesine poz verdi.








Serra hanım dururmu? niye ilk önce onu çekmemişim ağlaması.









Neyse onun da gönlü alındı.


Böyle bir haftasonu geçirdim arkadaşlar.Bol kaprisli şamatalı.




Hastayım

Hastayım arkadaşlar.Dün işe gelemedim sırtıma yel girdi.Senaya hamileliğimden beri başımda olan bir illet ara sıra beni yokluyor,bugün zorla geldim biraz sonra doktora gidip ilaçlarımı alıcam.Görüşürüz inşallah.

Perşembe, Nisan 24, 2008

Kedimiz gitti




Kedimiz gitti arkadaşlar,artık annesinin ve kardeşlerinin yanında.Eşim arkadaşına bakamadığımızı söylemiş,arkadaşıda o zaman geri getir demiş.Zavallıcık zaten bir aylıktı annesine ve kardeşlerine kavuşunca çok mutlu olmuş.

Salı, Nisan 22, 2008

23 Nisan neşe doluyor insan


















Yarın 23 Nisan Atatürk'ün bize armağan ettiği en güzel bayram.Bende kızlarımla bu bayramı en güzel şekilde kutlamayı düşünüyorum.

Sena anasınıfından beri bu seneye kadar folklöre gitti.Bu sene gitmek istemedi bende zorlamadım ama onu folklör yaparken seyretmek çok keyifliydi.Bu sene bizde gösteri yapanları izleriz artık çünkü Sena'nın bir görevi yok.

Okulumuz evimizin tam karşısında çok yakın hatta Sena ana sınıfına giderken söyledikleri şarkıları ben balkondan rahatlıkla dinleyebiliyordum.Okulun bu kadar yakın olması benim için büyük avantaj evde olduğum günler kızımın okula girdiğini okuldan çıktığını rahatlıkla izleyebiliyorum.

Birde birinci sınıftayken Sena hanımın yaptığı bir olay varki,okul yakın olmasaydı gidene kadar kalp krizi geçirirdim herhalde.Sena birinci sınıftayken Serra iki aylıktı.Ben de ücretsiz izindeydim evdeydim.Hiç unutmuyorum Serrayı uyutmuştum çamaşır topluyordum telefon çaldı.Arayan Senanın öğretmeni ,Sena evemi geldi diye soruyor,hayır dedim ama elim ayağım titremeye başladı çünkü Sena okuldan kaçacak eve gelecek bir çocuk değil okulunu çok sever söylemeden hiçbir yere gitmez.Öğretmeni geçen dersten beri Senanın sınıfta olmadığını farketmiş evi aramış.Hemen okula koştum oraya bakıyorum buraya bakıyorum çocuk yok.Öğretmen arıyor okul görevlisi arıyor yok.yok.yok.En sonunda arka bahçede tam köşede bir kafayı bir anda gördüm,birde giderimki küçük cadı orda ama o ana kadar aklımdan geçenleri şimdi düşünmek bile istemiyorum.

Kendi de korkmuş tam bir saat orda saklanmış.Sebebini sorduğumuzda aşı olmak istemiyorum onun için onlar gidene kadar burda bekliyeceğim dedi bize.Meğer okula aşı yapmaya gelmişler bütün sınıftan akıllı benim kızım onlar gidene kadar saklanmayı tercih etmiş,ömrümden ömür götürmüştü.Şimdi neyse böyle yaramazlıklar yapmıyor,aşısınıda güzelce oluyor çok şükür.

Pazartesi, Nisan 21, 2008

Örgülerime devam




Bu yeleğide yeni öğrendiğim tunus işi taktiğiyle yaptım.Uzun şiş tığla yapılıyor,örülmesi çok zevkli oluyor.Çok da güzel duruyor çocuklarda.







Çiçekli süeterimiz.Örneğini görünce bayıldım,kesin kızlara yapmalıyım dedim ama bir türlü püf noktasını bulamıyorum.Yaptım söktüm,yaptım söktüm sonra nihayet Sevil ablanın tarifiyle başardım çok güzel bir süeter oldu.Kotların üstüne çok yakışıyor.



Bu kadar örgüden sonra gelelim haftasonuna;haftasonu Ediz gececiydi geceden çıkınca cumartesi sabahı sekiz gibi eve gelir ama bu sefer saat dokuz olmuş yok.Hemen cepten aradım geliyorum dedi.Geldi ama yalnız değil yavru bir kediyle.........

(Sevgili eşim bizim bahçeli mustakil bir evde yaşadığımızı düşündü heralde apatmanda yaşadığımızı unuttu.)Bir anda neye uğradığımı şaşırdım.Hadi kuş olsa akvaryum olsa neyse ne bu kedi neyin nesi?

Tabi kızlar bayıldılar.Bıraksam koyun koyuna yatacaklar.Balkona yer yaptılar,benim çamaşır sepetimi yuva yapmışlar.Ben de az kalsın onların yuvalarını yapacaktım.Hadi Dilek sakin ol sinirlenme bak beş gündür hayalini kurduğun haftasonu gelmiş.Evini geçen haftadan TERTEMİZ yapmışsın.Bu haftasonu oh şöyle bir tatilimin tadını çıkarıcam dedin sinirlenme dedim.

Ama ne mümkün sinir kat sayım her dakika kat kat artıyor,kedi evimizden gidene kadarda artmaya devam edecek.Serra daha 2,5 yaşında kılı tüyü ağzına girer,anlamıyor ki çocuk ablası kucağına alınca oda almak istiyor.Bir zararı olurmu bilmiyorum.Ne yapacağımı şaşırdım arkadaşlar bana bir akıl verin lütfen.

Cuma, Nisan 18, 2008

Yoğun istek üzerine......

Sabahtan beri sevgili Zeynep ve Yasemin arkadaşlarım başımın etini yiyorlar.Neymiş efendim;geçen yazılarımdan birinde Sevil abladan uzun uzun bahsetmişim onlardan okadar bahsetmemişim.

Şimdi bahsediyorum benim canım arkadaşlarım!..... İşe ilk başladığımız zaman
bizi sınavla almışlardı devlet memurluğu için şimdi KPS filan çok zorlaştı.Neyse biz birçok yeni işe başlayan arkadaşlar tabi çömez oluyoruz bu arada hep birlikte başladık yeni oluncada ister istemez diğer yeni arkadaşınla bir kader bağı oluyor aranda.

Ben aslında öyle hemen arkadaş olan biri değilimdir.İlk hareketi hep karşı taraftan beklerim,beni ilk görenler soğuk olduğumu söylerler ama birde arkadaş oldummu bidaha onu hiç bırakmam .İşte Zeynep'le böyle tanıştık.İkimizde işe yeni girmiştik herşeyin yabancısıydık birbirimize destek olarak bu günlere geldik.Zeynebin bendeki yeri daima farklı olmuştur.Oniki senedir yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmemiştir.(kendisi gülücüklerimbenim bloğunun sahibi olur).

Yaseminciğime gelince o işe ilk girdiği zaman genel müdür sekreteri olarak başlamış,onların çalışma saatleri farklı olduğu için kendisini fazla tanımıyorduk.Sonra evlenince normal servise Zeynebin odasına geçti birlikte çalışmaya başladılar.

Bu arada benim bir özelliğimden bahsetmeden geçemiycem.Hani ben böyle zor arkadaş olan bir tipim, bir de arkadaş olunce çok bağlanırım ya üçüncü bir kişiye asla tahammül edemem.Zeynebe neler yaptım Yaseminle samimi diye;küstüm kızdım sinir oldum.Ama.................bir de baktımki biz üçlü kanka olmuşuz.

İşte o günden beri Yasemin ve Zeynepsiz Dilek (ben oluyorum kendileri) olmaz olamaz .Onlar benim biricik can arkadaşlarım iyi gün dostu değil yılın 365 günü dostlarım onları çok seviyorum.Yasemin Zeynep iyiki varsınız canım arkadaşlarım.

Örgülerim




Bunlarda kızlarıma yaptığım cicilerimden bazıları.Bu yandaki Sena'ya yaptığım kazak.Nakonun beyaz saten ipini ve sakallı ip dedikleri ipten kullandım.Beş sıra beyazla düz ördüm sonra pembe sakallı iple iki sıra düz ördüm.Güzel bir kazak oldu Sena beyenerek giyiyor.
Pembeli beyazlı yeleğide Serra'ya hamileyken yapmıştım.Onın ipide nakonun bebe yünü.
Yarım gördüğünüz işimse şu anda yaptığım işim yine Sena hanıma kazak olarak başladım.Örneğine deniz dalgası diyorlar.İsteyen arkadaşlarıma ayrıntılı tarif verebilirim.
Akşamları boş kaldığımda haftasonlarında elime alıyorum sitres atıyorum tavsiye ederim arkadaşlar.


Berkay


Halasının erkeki Mahmut Berkay beyefendisi.
Henüz 9 aylık pek küçük ama büyüyünce üç ablasının hakkından geleceğinin sinyallerini veriyor.Eh artık bu kadar kızdan sonrada bir erkekimiz olsun değilmi ama?
Halalık çok güzel bir duygu.Onlar benim canlarım,birkaç gün görmiyim burnumda tütüyorlar,hemen gidip beş dakkada olsa görüyorum evlerimizin yakın olması büyük avantaj tabi.
Annem ben iki kardeşim aynı muhitte oturuyoruz.Gerçi ben evlendikten sonra dört sena Maltepede oturdum.Sena orada doğdu fakat deprem olduktan sonra zemini sağlam olduğundan Atakente taşındık evimizi aldık,evlenmeden önceki muhitime döry yıl aradan sonra tekrar döndüm.Allahtan eşimde bu muhiti çok sevdi,benden çok tanıdığı var.

ceyda


Halasının ilk gözağrısı Ceyda hanım karşınızda.


Benim baldan tatlı yeğenim.İlkgöz ağrım.Biraz yaramazdır ama çok tatlıdır,akıllıdır,halasını çok sever.


Bu sene ana sınıfına başlıycak benim kuzum büyüdü de okullu oldu maşallah.





Sena'dan 4 yaş küçük,Serra'danda 2 yaş büyük olduğu için benim ortanca kızımdır Ceyda.

Çarşamba, Nisan 16, 2008

Meleklerim

Canlarımbenim,aşklarım,herşeylerim,yaşama sebeplerim.İnşallah büyüyüncede böyle sıkı sıkı sarılırsınız birbirinize.Kardeş başkadır , kardeş candır.

Benimde iki erkek kardeşim var sağolsunlar ablalarını çok severler fakat hep bir ablam olmasını istemişimdir,herşeyimi paylaşabileceğim.Gerçi benim ablam annem herşeyimizi paylaşırız konuşuruz dertleşiriz.Birde iş arkadaşlarım Zeynep ve Yasemin'i atlarsam ayıp olur doğrusu.Haftanın 5 günü 8 saat birlikteyiz.Beraber ağlar beraber güleriz.

Salı, Nisan 15, 2008

İşte geldim burdayım

Dün akşam babamız gececiydi.Serra hanımda süt içerken erkenden uyudu.Sena hanımla ikimiz başbaşa kaldık.Biraz ders çalıştık,örgümü ördüm.(Buradan sizlerlede paylaşacağım ördüğüm cicilerimi.)Artık yatacaktıkki annem telefon etti yalnızsınız neyapıyorsunuz diye.Annanesinin sesini duyan Sena illaki annanemde kalalım diye tutturdu.Kızım kardeşin uyuyor,zaten şimdi yatıcaz otur oturduğun yerde desemde (Bu arada annemle telefonda konuşmaya çalışıyorum.)Annaneside torunlarına hiç kıyamaz baban gelip alsın sizi dedi.Allahtan annemler iki sokak üstümüzde oturuyor.Babamı uyandırma zaten Serra'da uyuyor demem birşey ifade etmedi tabi annem için. Sena hanım annaneme gidicem dedi ya akan sular durur,neyse efendim biz gecenin onikisinde annemlere gittik.

Sabahta bir telaş kalktım iş arkadaşım Sevil abla kahvaltıya gel diye mesaj atmış,erken gel diyede eklemiş.Ben de geldim ama hanım yok ortalarda hemen cepten aradım,şimdi geliyorum sen odama gir çayı koy dedi.Güya beni kahvaltıya çağırıyor kendi yok ortalarda,neyse geldi kahvaltımızı yaptık.Sağolsun dolma bile sarmışlar.

İşe 1996 Aralık ayında Sevil ablayla aynı odada başladım ve on sene ikimiz aynı odada görev yaptık.O bana ablalık,analık,arkadaşlık yapmıştır şimdi odalarımız ayrıldı ama biz birbirimizden ayrılmadık her zaman görüşürüz.Sena'nın ikinci annanesidir.Sevil annane der çok sever Sevil annanesini.Bu arada erkek kardeşimin de dünürcü başısıdır,eşiyle tanışmalarına vesile oldu.Mutlu bir evlilikleri var ve bebeklerini bekliyorlar.Halasının bıcırığı Eylülde doğacak inşallah.

Nerden nereye geldik.Çalışmayı sevmiyorum ama arkadaşlarımı çok seviyorum.Oniki yılı burada acısıyla tatlısıyla geçirdik.Geldiğimde sözlüydüm,evlendim,iki çocuğum oldu.Çocuklar olduktan sonra istifa etmeyi çok düşündüm ama arkadaşlarım özellikle Zeynep'le Yasemin beni bu kararımdan döndürdüler bakalım nereye kadar giderse artık.Ben böyle dedikçe de çok kızıyorlar biz ayrılız sen emekli olursun diyorlar.Artık burada arkadaş değil bir kardeş gibi olduk,onları çok seviyorum.

Pazartesi, Nisan 14, 2008

Haftasonu

Merhaba arkadaşlar temizlikle geçen bir haftasonundan sonra yine buralardayım.Yeni bir haftaya daha başlıyoruz,hayırlı uğurlu olsun efendim.

Gelelim o çok beklediğim 2 gün tatilime;havanın gayet ısınmış olduğunu farkedince temizlik damarlarım kabardı,Sena'yı kursa gönderip camları silmekle işe başladım.Amacım camları Serra hanım kalkmadan silebilmekti fekat cadı dururmu daha balkonun camekanlarını silerken arzı endam etti kendisi.Biraz anakız sarılıştıktan sonra balkonu bitirebidim,daha sonra hanımın kahvaltısını binbir zahmetle yedirerek geri kalan işlerimi bir şevkle! yapmaya başladım.Bu arada Serra kovanın içinde tabiki akşama kadar kaç kere üstbaş değiştirdiğimizi hatırlamıyorumbile neyseki ba kadar meşagetli bir temizlikten sonra evim ve kızım tertemiz oldu

Cuma, Nisan 11, 2008

günaydın

Bu sabahta her sabah olduğu gibi işe geldik neyseki bugün cuma iki gün tatil yaşasın.Sabah sevgili arkadaşım Yasemin bizi kahvaltıya davet etti,kahvaltımızı yapıp işimize başladık.Unutmadan bana bu hafta sonu Zeynep gelecekti,kendisi gülücüklerimbenim bloğunun sahibi olur.Fakat canım sevgili bir o kadar da değerli arkadaşım gelmekten vazgeçmiş.Buradan ona sevgi ve saygılarımı gönderiyorum,başkada birşey demiyorum.
Dün bir önceki güne nazaran sakin bir akşam geçirdik çünkü Serra hanımın dizisi bez bebek vardı.Sena'da rahat rahat ders çalıştı.Yoksa ne mümkün Serra'sız ders çalışmak,benim çantam nerde,lalem tutum nerde hiç istekleri bitmez küçük hanımın.Neyse akşam dizi bitene kadar sesi fazla çıkmadı.Bende fırsattan istifade biraz örgü ördüm,eşimle nescafe keyfi yaptım.Anlıyacağınız evimize sessizlik ve huzur hakimdi Allah bozmasın.(amin)

Perşembe, Nisan 10, 2008

Akşam...akşam...akşam

Dün akşam kızlarım tam performans çalıştılar!..Serra hanımın resmini binbir zahmet oturtarak çekebildim.Akşam tek oturmuş halimiz bu resmin çekildiği an olarak tarihe geçsin arkadaşlar. Orda da zorla resim çektirdiği o kadar belli ki .Neyse efendim gelelim akşamımıza;işten eve binbir hayallerle giden ben Sena ve Serra hanımı annanesinden aldığım andan itibaren hayallerimin yıkıldığını anladım çünkü Serra hanım öğle uykusuna yatmamış,kapanan gözlerini inatla biz yatana kadar kapatmamayı başarmıştır.Uykusu çok fazla olduğu için bilinen bilinmiyen tüm huysuzluklarını bir akşama sığdırma rekorunu da kırmıştır kendileri.

Sena'ya gelince o ayrı bir alem...Ders çalışmamız tam bir facia iki dakika ders on dakika su içme molası beş dakika ders yarım saat sızlanma molası olarak anne nasıl cinnet geçirtilir tezini dün akşam itabariyle doğrulayacaktı ki...ben süper anne kıyafetlerimi giyip kucağımda Serra biberonu ağzında(bakınız alt resim)bir oturup bir Sena hanımın dersleri için kalkmak suretiyle cinnet modunu atlatmış bulunmaktayız efendim vatana ve millete hayırlı olsun.
İşte benim meleklerim,hayatımın anlamları,cadılarım,aşklarım,kısacası her şeylerim.

Meleklerim




Çarşamba, Nisan 09, 2008

Serra'dan inciler

Ben de modaya uyup Serra'nın yarım konuşmalarını bloğuma yazıyım.
Değdim değil anne = Gelmiycem anne
Dittim değil anne = Gitmiycem anne
Berbay = Berkay (kuzeni)
Lalem = Kalem
Dildi = Silgi
Bana batın = Bana bakın
Düt = Süt (Hayat kaynağı sütsüz yaşayamayız)
Ben dittim = Ben gidicem
Part gdittim = Parka gidicem
Ole = Sevinç gösterisi (Zıplanarak ve eller havada)
Abba lalem verdi diğil anne = Ablam kalem vermedi anne
İi dedeler = İyi geceler
Lüle lüle = Güle güle
Annane dedi = Annanem gelsin
Düttüm = düştüm
Ben de delcem = Ben de gelicem

sena ve serra

Başlıktan da anlaşılacağı üzere Sena ve Serra kızlarımın isimleri.Sena 9 yaşında ilk göz ağrım,arkadaşım.Serra 2,5 yaşında bıcırığım,neşe kaynağım.Onları çok seviyorum yaşama sebeplerim.Aslında Sena ve Serranın maceraları diye bir dizi bile çevrilebilir,bazen beni ve babalarını çileden çıkarabiliyorlar.Küçüklüğümden beri hep bir kızım olmasını iştedim çok şükür evlilik yıldönümümüzden bir ay sonra kızım Senayı kucağıma aldım.Sena çok uysal bir bebekti,beni hiç üzmedi.(kardeşi doğana kadar)Fakat Serra için aynı şeyleri söyleyemiyeceğim çok yaramaz bir bebekti (hala çok yaramaz) 9 ay gece uykusunu ailecek unuttuk.Elektrik düğmesinin sesine uyanan bir bebekti.Şimdi biraz büyüdü bıcır bıcır konuşarak hepimizi mest ediyor.Serra'ya senin aşkın kim diye sorarsanız babam,sen kimin aşkısın diye sorsanız ananemin cevabını alırsınız.Bu arada ben annesi olarak hiç listede yokum dikkat ederseniz!..... Sena ise kardeşi doğduktan sonra tahtını lütfen paylaşan bir prenses. Bazen çok iyi bir abla,
bazende kardeşi yüzünden bunalımlara giren bir abla.Çalışan ve iki çocuklu bir anne olarak yaşadığım zorluklar elbetteki bir çoğumuzun yaşadığı zorluklar.Neyse daha ilk günden başınızı şişirmeyeyim,beni özleyin anacım baaaay .....

Salı, Nisan 08, 2008

merhaba

merhaba.Ben de blog dünyasına katıldım.2 kızım var ve bu bloğu ilerde onlara bir hatıra kalması için açtım.Beni izleyin anacım.......