Pazartesi, Temmuz 07, 2008

Haftasonundan seçmeler.....


Eveeeeet karşınızda Gamze Nur hanımın halası tarafından yapılan son yeleği.Cumartesi gecesi 2.30'da düğmelerini diktim ve sizler için dumanı üstünde fotoğraflarını çektim.Nasıl olmuş?...

Bir buçuk ay sonra Allah'ın izniyle dünyaya gelince inşallah bu ördüklerimi giydirip de çekerim.Minik meleğim de doğar doğmaz mankenlik yapmaya başlar.

Haftasonu Sena ve Serra hanımların motor keyfi....Kızlarının bisikleti olur da babalarının motoru olmaz mı efendim........


Son olarak halasının bal böceğinin fotoğrafıyla sizi baş başa bırakıyorum.Halasının tatlısı ballısı ne güzel poz vermiş.Maşallah...

Cuma, Temmuz 04, 2008

AŞK

Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış:

Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil.

Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş.

Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.

Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.

Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş.

Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.

Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş.

Zenginlik, "Hayır, alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş.

Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş.

"Kibir, lütfen bana yardım et!",

Kibir "Sana yardım edemem, Aşk.

Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş.

Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş:

"Üzüntü, seninle geleyim." Üzüntü "Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var."

Mutluluk da Aşk'ın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşk'ın çağrısını duymamış.

Aşk, birden bir ses duymuş.

"Gel Aşk! Seni yanıma alacağım..."Bu Aşk'tan daha yaşlıca birisiymiş.

Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş.

Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk'a yardım eden yoluna devam etmiş.

Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi'ye sormuş:

"Bana yardım eden kimdi?

" Bilgi "O, Zaman'dı" diye cevap vermiş.

"Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?" diye sormuş Aşk.

Bilgi gülümsemiş:


"Çünkü sadece Zaman Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir"

.....

Netten alıntıdır.Hoşuma gitti paylaşmak istedim.
Herkese mutlu haftasonları,kendinize iyi bakın.

Perşembe, Temmuz 03, 2008

Çarşamba, Temmuz 02, 2008

Merhaba


merhaba arkadaşlar,bugün içimde bir sıkıntı var çünkü Serra beni sabah o kadar bunalttı ki öpmeden çıkmışım evden.Onları öpmeden işe gelince bir garip oluyorum,sanki bütün günü kötü geçireceklermiş gibi....
Az önce telefonla konuştuk sesleri gayet neşeli geliyordu ama benim içim ancak akşam onlara sarılınca rahat edecek.

Şimdi gelelim sabahımıza;Sena ve Serra hanımları sabah kaldırdım giyinip annanemize çıkıcaz,tutturdular bisikletlerimizi de götürücez diye.Neyse el mahkum peki dedik Sena bisikleti sürerek yanımızdan geliyor ya küçük cadı hemen bende bisiklet sürücem diye ağlamaya başladı.Sanki kordon boyunda dolaşmaya çıktık,ellerim kollarım dolu(Serra hanımın kıyafetleri,biberonu,çantası v.s) servis saatim geliyor biryandan Allah'ım bana sabır ver diyerek en sakin konuşmamla(sonra kafama takarım) Serra'yla konuşmaya çalışıyorum;annecim tut elimi araba gelir.Ablan büyük sen de büyüyünce binerek gidersin falan diye ama banamısın demiyor küçük cadı yollarda çığlık çığlığa bağırıyor.

Neyse bir gayret annanemize ulaştık onları kapıdan anneme teslim etmemle servise koşmam bir oldu.Neyse ki servis şöförü yarı yolda koşturarak giden beni tanıdı da işyerime gelebilmiş oldum.

Çalışan anne olmak çok zor,iki arada bölünmek çok zor,daha da önemlisi hayat çok zor.Offffffff Offffffff.

Pazartesi, Haziran 30, 2008

Serra hanımın bisikleti...


Babası baktı ki Serra büyüdü ve dört tekerlekli bisikletleri sürebiliyor.Haftasonu kızına bisklet aldı,artık bahçede yatarız.Şimdilik evde sürerek keyfini çıkartmaya başladı ama pazartesiden itibaren bahçe turu yapmadan girmez içeri.

Pek keyifli,pek beyendi Öncü'nün bisikletinden diyip duruyor.Dün akşam balkondan çocuklara bağırıp duruyordu benim bisikletim diye herhalde şimdiden dışarının provasını yapıyor.Yaklaşan olursa vay haline.....


Geçenlerde kardeşime gitmiştim,Serra Berkay'ı çok özlemiş iki kardeş motor turu yaptılar.Bana da güzel güzel poz verdiler.Yerim ben o tatlı suratları.Maşallah bebişlerime.
Tabi her zaman olduğu gibi Sena ve Ceyda hanımlar bahçedeler, onların fotoğraflarını çekememişim.(Zaten içeri yatmadan yatmaya giriyorlar beter böcekler)



Cuma, Haziran 27, 2008

Kızlar piknikte

Dün akşam Sena ve arkadaşları bakkaldan cips,içecek,çekirdek filan alıp bahçede piknik yapmaya karar vermişler.Serra da ablasına katıldı ve bizim kızlar bahçede piknik yaptılar.Allahtan apartmanda çok cocuk var ve iyi anlaşıyorlar maşallah.Kızlarım da böylece evin içine tıkılıp kalmıyorlar.Sitemizin bahçesi de çok müsait,dışarı çıkmadıkları müddetçe gözüm arkada kalmıyor.





Meşhur badedinimiz (Yasemin).Serra badedini görmesin anne badedin dışarda yoooluurr ben de çıktım.(ne olur ben de çıkayım ) nütfeeen (aynen böyle son harfleri uzatılacak mutlaka) diyerek beni kandırıyor.Tabi annesi işten mi gelmiş? evde yapılacak bir sürü iş mi var? küçük hanımın hiç umurunda değil.Ben de kıramıyorum ve biz ekseriyetle ezan okunana kadar dışarlarda Serra hanımın peşinde dolanıyoruz.Ama yüzündeki o mutluluk bütün yorgunluğumu alıp götürüyor.


Bal böceklerim benim.Ne de güzel sarılmışlar birbirlerine Rabbim hiç ayırmasın inşallah.Amin.





Serra hanım hem Taha'nın bisikletini almış bir güzel biniyor hem de çocuğu kendi bisikletini elledi diye azarlıyor.O beniiim elleme.Fettan kız,malı pek kıymetli bakalım büyüyünce de böyle malına sahip çıkacak mı? Çocuğu korkuttu vala bir daha Serra'nın bisikletini ellemedi.
Bir akşamımız daha böyle geçti.... gitti.......




Perşembe, Haziran 26, 2008

Gönüllerimizin Şampiyonu TÜRKİYE...


Milli Takımımıza BRAVO... Bu kadroyla almanyaya ve hakeme karşı çok ama çok güzel bir mücadele verdiler.

Bizim olmadık hareketlerimize kart çıkartan hakem,karşı takımın bütün hareketlerine göz yumdu.

Üç şampiyonluğu olan bir takım bizim eksik kadromuzun karşısında ecel terleri döktü.TÜRK'ün gücünü bir kez daha anladılar.

Bence hiç sevinmesinler sahada resmen hakemle birlikte oniki kişi oynadılar.Bizim kısıtlı kadromuzu çok zor yenebildiler.

Biz başımız dik ve alkışlarla ayrıldık sahadan.Euro 2008' de bir destan yazıldı;TÜRKLERİN destanı.

Bravo milli takımın aslan oyuncularına TÜRK'ün gücünü tüm dünyaya gösterdiler.Başımızı dik,TÜRKİYE'yi gönüllerin şampiyonu yaptılar.

Başın öne eğilmesin aldırma gönül aldırma
Üzüldüğün görülmesin aldırma gönül aldırma